Deprem geçti ama korkusu kaldıysa bu uyarıya kulak verin

Deprem Sonrası Psikolojik Etkiler ve Başa Çıkma Yöntemleri

Deprem anında yaşanan bu yoğun duyguların, doğal ve insanın hayatta kalma içgüdüsüne bağlı olduğunu belirten Klinik Psikolog Sermin Bozbağ, özellikle güvenlik hissinin sarsılmasıyla birlikte bireylerde geçici veya kalıcı psikolojik etkilerin ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Deprem sonrası kaygının bir süre devam etmesinin normal olduğunu vurgulayan Bozbağ, bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılması için bireylerin kendileriyle, aile bireyleriyle özellikle de çocuklarla doğru iletişim kurmalarının önemine değindi.

‘Güvenlik Algısındaki Bozulma Korkuyu Tetikler’

Deprem anında kişinin kendini güvende hissetme ihtiyacının ön plana çıktığını belirten Bozbağ, “Bu gibi durumlarda vücudumuz kendini korumaya alır. Kalp çarpıntısı, baş dönmesi, sersemlik, nefes alamıyormuş gibi hissetme gibi belirtiler yaşayabiliriz. Bu da son derece doğaldır” şeklinde konuştu. Korkunun oluşmasının temelinde güvenlik algısındaki sarsıntının yattığını belirten Bozbağ, “Deprem korkusuyla baş etmede aile içindeki iletişim, hazırlıklı olmak ve plan yapmak bu süreçte oldukça önemlidir. Depremden önce çocuklarla konuşmak, evde güvenli alanların neresi olabileceğini belirlemek, çocuklara depremi oyuncaklarla anlatmak gibi hazırlıklar çocukların bu süreci daha az travmatik geçirmesine katkı sağlar” dedi.

‘Deprem Çantası Hazırlamak Güven Hissini Artırır’

Kişinin kontrol edebildiği unsurlara odaklanmanın psikolojik olarak rahatlatıcı olduğunu ifade eden Bozbağ, “Deprem çantası hazırlamak, evin sağlamlığı hakkında bilgi edinmek, güvenli alanları belirlemek gibi adımlar kişiye güç kazandırır. Bu sayede birey, tamamen çaresiz olmadığını hisseder. Depremin ardından oluşan kaygının bir süre devam etmesinin doğal olduğunu belirten Bozbağ, ancak belirtiler uzun süre devam ediyorsa veya günlük yaşam zorlaşıyorsa, uzmandan yardım alınması gerektiğini vurguladı. Bozbağ, yoğun kaygı yaşayan bireylerin, kendilerini rahatlatmak için pozitif telkinlerin etkili olduğunu belirtti.

‘Ebeveynler Sakin Olursa Çocuklar da Sakin Olur’

Depremden en çok etkilenen gruplardan birinin çocuklar olduğunu hatırlatan Bozbağ, “Anne baba endişe içindeyse çocuk da kendisini endişeli hissedebilir. Bu nedenle önce ebeveynin duygularını düzenlemesi önemlidir. Ardından çocukla anlaşılır bir şekilde konuşmak ve destek olmak gereklidir. Deprem gibi doğal afetlerin sadece fiziksel değil, psikolojik etkileri de var. Korku hissetmek doğaldır, ancak kişi sürekli tehdit altında hissediyorsa, uzmandan destek alması gerekmektedir.”

Related Posts

Mangalın ısısına dikkat edin! Yanlış pişirilen et kansere davetiye çıkarabilir

Ülkemizde bayram denilince akla ilk gelenin mangal olduğunu söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, yanlış pişirilen etlerin kansere davetiye çıkarabileceğine dikkat çekti.

Hastalık, sadece 3 gece az uykudan sonra ortaya çıkıyor: Araştırmacılar alarm veriyor

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, sadece üç gece boyunca az uyumak bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uppsala Üniversitesi’nden araştırmacılar, uykusuzluğun kalp hastalığı riskini artıran değişiklikleri tetiklediğini ve vücuttaki inflamasyon seviyelerinin hızla arttığını ortaya koydu.

Sıcak havalar kalp sağlığını tehdit ediyor!

Yaz aylarında kalp damar hastalıkları riski artarken, aşırı sıcaklar ve nemli hava kalp krizine yol açabiliyor. Uzmanlar, kalp hastalarının serin yerlerde kalmalarını, yeterli sıvı almalarını ve ağır egzersizlerden kaçınmalarını öneriyor.

Tek bir belirtiyle başlıyor, iki organı da etkiliyor

Farkında bile olmadan kalbinizi de böbreğinizi de riske atıyor olabilirsiniz. Uzmanlar, yaygınlığı artan kardiyorenal sendrom hakkında uyardı

Polikistik Böbrek Hastalığı Tedavisi

Polikistik böbrek hastalığı (PBH), toplumda yeterince tanınmayan ancak yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyebilen, genetik kaynaklı bir böbrek rahatsızlığıdır.

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.