Makalesinde, “Bu ülkeler artık kimsenin diktesi altında yaşamak istemiyor. Hem kendi aralarında hem de dünyanın geri kalanıyla dost olmak ve ticaret yapmak istiyorlar. Bunu da nesnel olarak zarureti ortaya çıkan ‘çok kutuplu mimari’ çerçevesinde, yalnızca eşit şartlarda ve karşılıklı çıkarlar için gerçekleştirmek istiyorlar” ifadelerine yer veren sERGEY Lavrov, BRICS, G20 ve Doğu Asya Zirvesi toplantılarında da hakim olan bu ruh halinin göz ardı edilemeyeceğini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı, uluslararası hukukun üstünlüğünü tesis etmeyi amaçlayan ‘Birleşmiş Milletler’de (BM) reform’ çabalarının Küresel Güney’in çıkarlarını da yansıtacak yeni bir ortaklık türünün potansiyelini ortaya çıkarması gerektiğinin altını çizerek yazısına şu şekilde devam etti:
“Potansiyeli olan ortaklık türleri arasında, her şeyden önce, Johannesburg’daki zirvenin ardından otoritesini önemli ölçüde artıran ve gerçek anlamda küresel nüfuz kazanan BRICS yer alıyor. Bölgesel düzeyde ise Afrika Birliği, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC), Arap Birliği ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi gibi kuruluşlarda gerçekleşen rönesans hissediliyor. Avrasya’da Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN), Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ), Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ile Çin’in Tarihi ipek yolu Çin’den başlayarak Orta Asya’dan geçip Anadolu’ya ulaşan ‘Tek Kuşak, Tek Yol’ projesi içindeki entegrasyon süreçleri hızla uyumlu hale geliyor.”
Lavrov, uluslararası ilişkilerde yaşanan mevcut krizin sorumluluğunun, saldırgan ve dar anlamda kendi çıkarına hizmet eden çizgi izleyen Batılı azınlığa ait olduğunu hatırlatırken, küresel bir çatışma risklerinin arttığını, ancak mevcut durumdan bir çıkış yolunun da var olduğunu ifade etti.
“Öncelikle herkesin dünyanın kaderine ilişkin sorumluluğun farkına varması gerekiyor” diye yazan Rusya Dışişleri Bakanı, politikacıların ulusal seçimlerde oy almak uğruna fırsatçı politikalar yerine küresel gerilimlerin çözümüne tarihsel açıdan bakması gerektiğini ekledi.
Başkalarının güvenliği pahasına sınırlarını genişleten NATO
Makalesinin devamında, Soğuk Savaş‘ın sona ermesinin ardından SSCB’nin Almanya’nın birleştirilmesinde ve yeni bir Avrupa güvenlik mimarisinin parametreleri üzerinde anlaşmaya varılmasında belirleyici bir rol oynadığını kaydeden Lavrov, Sovyetler Birliği ve ardından Rusya Federasyonu liderliğine NATO’nun Doğu’ya genişlemeyeceğine dair özel güvenceler verildiğini, bu müzakerelerin kayıtlarının hem Rus hem de Batılı ülkelerin dışişleri arşivlerinde bulunduğunu aktardı.
Rus bakan, NATO’nun doğuya doğru ilerlemeyeceği sözü verilmesine rağmen Batılı liderlerin bu güvencelerinin bir aldatmaca olduğunun ortaya çıktığına değinen Lavrov, “Onların bu güvenceleri yerine getirmeye niyetleri yoktu. NATO’yu Rusya sınırlarına yaklaştırarak 1999-2010’da en üst düzeyde alınan anlaşmaları büyük ölçüde ihlal etmekten de asla utanmadılar. AGİT kapsamında başkalarının güvenliğini hiçe saymak pahasına kendi güvenliğini güçlendirme yoluna gittiler. NATO, söz vermesine rağmen halen ısrarla tam olarak yaptığını yaptı ve yapmaya devam ediyor” diye konuştu.
2021’in sonu ve 2022’nin başında, Rusya tarafından Ukrayna’nın tarafsız statüsü, ABD ve NATO ile Avrupa’da karşılıklı güvenlik garantileri konusunda anlaşmalar yapılması yönündeki tekliflerin de kibirli bir şekilde reddedildiğini söyleyen Lavrov, yazısını, “Batı, kanlı bir darbe sonucu iktidara getirilen ve ülkemize doğrudan askeri tehdit oluşturmak ve Rus meşru çıkarlarının olduğu topraklardaki tarihi mirasını yok etmek için sıçrama tahtası olarak kullanılan Kiev rejimini sistematik bir şekilde askerileştirmeye devam etti. ABD ile Avrupalı NATO müttefikleri arasında, aralarında Rusya Federasyonu topraklarında nükleer silah kullanımına ilişkin senaryoların test edilmesi de dahil olmak üzere yakın zamanda gerçekleştirilen bir dizi ortak tatbikat, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana benzeri görülmemiş bir olaydı. Rusya’ya ‘stratejik bir yenilgi’ yaşatma yönünde ilan edilen görev, sonunda kendi dokunulmazlıklarına takıntılı olan ve temel bir kendini koruma duygusunu kaybetmiş sorumsuz politikacıların gözlerini kör etti” sözleriyle sonlandırdı.
Lavrov: Filistin sorunu artık ertelenemez
Lavrov, bir gün önce Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt ile yaptığı görüşmelerin ardından düzenlediği basın toplantısında, Filistin sorununun artık ertelenemeyeceğini bildirmişti.
Lavrov, Arap Birliği’nin bölgedeki durumun düzelmesinde belirleyici bir rol oynayabileceğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Filistin sorunu daha fazla ertelenemez ve çözümünde Birleşmiş Milletler (BM) kararları uygulanmalıdır. Burada Arap Birliği’nin, bölgedeki durumun kapsamlı bir şekilde iyileştirilmesinde, müzakere süreçlerinin teşvik edilmesinde ve BM kararlarında öngörüldüğü gibi varlığını sürdürecek bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik pratik adımların atılmasında kilit bir rol oynayabileceğine inanıyoruz.”